yayılım

Kullanım örnekleri

yayılım
spread
icon arrow

spread

Phonetic: "/spɹɛd/"

Part Of Speech: noun


Definition: The act of spreading.


Definition: Something that has been spread.


Definition: A layout, pattern or design of cards arranged for a reading.


Definition: An expanse of land.


Definition: A large tract of land used to raise livestock; a cattle ranch.


Definition: A piece of material used as a cover (such as a bedspread).


Definition: A large meal, especially one laid out on a table.


Definition: (bread, etc.) Any form of food designed to be spread, such as butters or jams.


Definition: Food improvised by inmates from various ingredients to relieve the tedium of prison food.


Definition: An item in a newspaper or magazine that occupies more than one column or page.


Definition: Two facing pages in a book, newspaper etc.


Definition: A numerical difference.


Definition: The difference between the wholesale and retail prices.


Definition: The difference between the price of a futures month and the price of another month of the same commodity.


Definition: The purchase of a futures contract of one delivery month against the sale of another futures delivery month of the same commodity.


Definition: The purchase of one delivery month of one commodity against the sale of that same delivery month of a different commodity.


Definition: An arbitrage transaction of the same commodity in two markets, executed to take advantage of a profit from price discrepancies.


Definition: The difference between bidding and asking price.


Definition: The difference between the prices of two similar items.


Definition: An unlimited expanse of discontinuous points.


Definition: The surface in proportion to the depth of a cut gemstone.

icon arrow

spread

Phonetic: "/spɹɛd/"

Part Of Speech: verb


Definition: To stretch out, open out (a material etc.) so that it more fully covers a given area of space.

Example: He spread his newspaper on the table.


Definition: To extend (individual rays, limbs etc.); to stretch out in varying or opposing directions.

Example: I spread my arms wide and welcomed him home.


Definition: To disperse, to scatter or distribute over a given area.

Example: I spread the rice grains evenly over the floor.


Definition: To proliferate; to become more widely present, to be disseminated.


Definition: To disseminate; to cause to proliferate, to make (something) widely known or present.

Example: The missionaries quickly spread their new message across the country.


Definition: To take up a larger area or space; to expand, be extended.

Example: I dropped my glass; the water spread quickly over the tiled floor.


Definition: To smear, to distribute in a thin layer.

Example: She liked to spread butter on her toast while it was still hot.


Definition: To cover (something) with a thin layer of some substance, as of butter.

Example: He always spreads his toast with peanut butter and strawberry jam.


Definition: To prepare; to set and furnish with provisions.

Example: to spread a table


Definition: To open one’s legs, especially for sexual favours.

Türkçe-İngilizce Şarkı Sözleri Çevirmeni

Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Sözlüğümüz size İngilizce ve Türkçe terimleri arayabileceğiniz geniş bir kütüphane sunmaktadır. Örnekler ve ayrıştırma ile mesleğe, jargona ve yaygın ifadelere göre kelimeleri arayabilirsiniz. Uygulamalarımızı iPhone, Android, iPad, Windows 10/11 ve macOS için kullanabilirsiniz. Çevrimiçi İngilizce - Türkçe çevirmenimizde, kategoriye ve farklı telaffuzlara göre 2 milyondan fazla kelimeyi arayabilirsiniz.